Ads 468x60px

Blog Listem

10 Ağu 2008

ve İnsanoğlu Aydınlandı ! ! !

İnsanoğlu ilk kez ve sadece Rönesans'la ve Reform'la aydınlanmadı. İnsanoğlu toplu ve sosyal yaşama geçtiği ilk zaman kendisine "Ben kimim?" sorusuyla aydınlanma başlamıştır. Bu nedenledir ki aydınlanmayı (Latince: illuminatus) belli bir kesime ya da belli bir uygarlığa mal etmek çok büyük bir yanlışlık olacaktır. Aydınlanma, başka yazımda üzerinde detaylı olarak duracağım kayıp kıta Mu imparatorluğundan ve uzantısı Atlantis'ten başladığı öne sürülse de, Türkiye Cumhuriyeti'nin şu anki müfredattaki tarih kitaplarına göre Eski Yunan Uygarlığında, Eski Mısır'da, Mezopotamya'da, Eski Hindistan'da, Uygur İmparatorluğunda, Güney Amerika'da ( Mayalar, Aztekler vb.)başladığı bilinmektedir. Bu uygarlıkların hepsi gerek önceden edindiği birikimlerle ve/veya uygarlıkların gelişimiyle birlikte belli içsel eylemleri (düşünme, tasavvuf) dışsal eylemlere dökebilmişlerdir. Hepsinin buluştuğu ilk evrensel nokta, doğanın mükemmelliğine ve doğayı yaratan ve düzenliliğini sağlayan evrensel aklın ya da yüce gücün var olduğuna inanmaları olmuştur. Bununla birlikte, çıkarlar doğrultusunda hareketi savunan egoizme karşı duvarlar örülmüş ve koskoca evrende ne kadar aciz ve önemli olduğumuzu vurgulayan, insanların başka insanlara karşı sadece insan olduğu için sevmemizi sağlayan, insan sevgisini yücelten ahlaki egoizm yeryüzüne doğmuştur. Mevlana'nın şu önemli sözü bu düşünceyi gayet çok iyi vurgulamaktadır. "Yaradılanı severim, yaradandan ötürü".
Ancak 15.000 yıl kadar geçmişi olduğu varsayılan insanın bunca yıl edindiği medeniyet, bilim ve kültür gibi birikimler zaman zaman yok olsa da günümüze kadar gelebilmiştir. Her zaman tüm uygarlıklar karanlık bir dönemden geçmiş ve her zaman karanlığa karşı mücadelede Işık var olmuştur.
Geçmişteki en büyük karanlık, körü körüne inanılan, sorgulamadan kabul edilen bilgilerdir, bilgi alışverişinde yapılan engellerdir. Bu kimi toplumlarda din baskısı, siyasi otorite, askeri baskı neden olmuştur. Immanuel Kant'ın dediği gibi sadece kendi aklımızı kullanmakla başlar Aydınlanma. Aydınlanma'da zaten gücünü çoğunluktan, halktan, toplumdan almayan otoritelerin anlamsız gelen kurallara boyun eğmemekle ve bunun yerine sadece başkasının aklının kılavuzuna ihtiyaç duymak yerine kendi aklımızı kullanarak ortaya çıkmıştır. Yani, gerçek aydınlanma, aydınlanma yaşamış toplumların yaşamlarını taklit etmek değil, düşüncelerini ve kültürlerini almak değil sadece düşünme biçimlerini, doğayı, insanı ve çevreyi algılama metotlarını örnek alarak sadece aklımızı kullanmakla gerçekleştirmektir.
  • Sadece bağımsız bir akıl,
  • Dışarıya açılan bir pencere,
  • Dışarıyı gören bir göz olmayı başarabilmektir.
  • Daha geniş pencereden bakabilmektir, AYDINLANMA.
Her toplum elbet inişler ve çıkışlar yaşayacaktır ve çıkışları sağlayacak şey ise Aydınlanma olacaktır. Aydınlanmanın temelinde eğitim yatmaktadır. Her yönüyle eğitim anlayışının benimsenmesiyle sağlanabilecektir.
Gerçek aydın bir insanın yolu;
  • akla, bilime, eşitliliğe ve çeşitliliğe önem vermekten
  • toplumu anlamaktan, seslerine tercüman olmaktan
  • doğaya ve insana saygı göstermekten,
  • haksızlığa karşı mücadeden,
  • bol gezmekten ve bol okumaktan
  • empati kurmaktan, gerçek ve çift yönlü iletişimi sağlamaktan
  • sadece barışcıl ve hümanist düşünceleriyle değil eylemleri hayata geçirmekten geçer.

0 yorum: