Ads 468x60px

Blog Listem

18 Tem 2010

YUNUS HAVUZLARI KAPATILSIN !

Bir çok sivil toplum örgütlerinden, gazetelerden, belgesellerden, dergilerden yunus havuzlarında yaşanan faciaları gündeme geldi. NTV'de yayınlanan bir belgeseli bunla ilgili bir makale okuduktan sonra araştırmaya karar verdim.

Şimdilik yorumlarımı kısaca geçeceğim ama başka kaynaklardan bulduğum yazılardan alıntılar yapacağım.

Şimdilik kısaca şunu savunabilirim ki yunusların kapalı havuzlarda mutsuz oldukları, az sosyalleştikleri, mide ülseri geçirdikleri ve sıkıntıdan intihar ettikleridir.

İntihar etmek büyük bir iddia diyeceksiniz ama yunuslar bizim gibi bilinçli bir şekilde nefes alırlar. Balık gibi değillerdir. İstemdışı değildir. Bu nedenle çok büyük depresyonlar yaşadıklarında ya da sonik dalgalara hassas olan bu hayvanların gürültü kirliliğinde (filtre cihazının sesi, motorlu teknelerin yoğun sesi, insan alkışlarının sesi gibi) nefeslerini tutup su altında intihar ettikleri gözlemlenmiştir.

Diğer bir tartışma konusu ise yunus havuzların eğlenme amaçlı olanların kapatılmasının gerektiği ve engelli çocukların yunus terapisi için yapılan havuzların açık kalması gerektiğidir. Bu hala bir tartışma konusu. Bu konu çok güzel bir münazara konusu olabilir. Hala okullarda "çok gezen mi bilir çok okuyan mı bilir" konusuna harika bir alternatif olabilir. Konudan uzaklaşmayalım. Kısaca şunu belirteyim, bir yunus günde en az 65 km yüzermiş. Sizce bir yunus bunu yunus havuzunda yapması mümkün müdür? Ne yazık ki değildir. Bu yunuslar vahşi ortamda 35-40 km yüzdükten sonra iletişimler kurmakta ve sosyalleşmekteler. Yani bir düşünün.


http://haytap.org/index.php/201007172771/yazili-basin/bakmayin-gulumsediklerine-icleri-kan-agliyor
Cumartesi, 17 Temmuz 2010 Star Gazetesi

Havuzlarda gösteri yapan yunuslara aslında eziyet edildiğini belirten bir grup dalgıç, geçen hafta protesto için daldı

The Cove-Koy belgeseliyle de gündeme gelen yunus esaretine ilişkin görüş ortak: “Gülümsemelerine aldanmayın, yaşadıkları stres onları ülser yapıyor”

Son bir haftadır dünyada ve Türkiye’de tartışılan ortak bir konu var: Gösteri merkezlerinde havuzlara mahkum edilen yunuslar... Dünyada gündeme gelmesinin nedeni Japonya’daki yunus katliamını anlatan ve Oscar alan The Cove-Koy belgeseli Türkiye’de ise yunus gösteri merkezlerinin sayısının her geçen gün artması... Bu konuya dikkat çekmek isteyen Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ve Sualtı Gazetesi geçen pazar günü “Özgür Yunuslar, Özgür Dalgıçlar” adı altında bir etkinlik düzenledi ve Türkiye’nin dört bir yanından yaklaşık 500 dalgıç yunuslar için daldı. Federasyon ve gazete talep üzerine bir de İstanbul’da dalış organize etti. Tarih 1 Ağustos 2010, yer ise Suadiye sahili.

FLIPPER DİZİSİ İLHAM VERDİ

Peki yunuslar ne zaman tutsak edilmeye başlandı? 1960’larda çekilen Flipper adlı bir dizi vardı. Dizideki beş yunusu senaryoya uygun hareket etmeleri için eğiten kişi Ric O’Barry idi. O yunuslardan biri intihar etti. O’Barry okyanuslardan alınıp havuza hapsedilen yunusun stres yaşadığını ve bilinçli olarak nefes almayı bırakıp intihar ettiğini söylüyor. O’Barry, bu işi bırakarak kendisini yunuslara adadı. Çünkü diziden sonra pek çok ülkede yunusların gösteri yaptığı havuzlar açılmıştı. Buna neden olmaktan hicap duyan O’Barry, Japonya’da yunus katliamını ve havuzların yunuslar için uygun olmadığını anlatan Koy adlı belgeselinde “Hayatımın 10 yılını yunusları eğitmek, son 35 yılını ise yunusları kurtarmak için harcadım” diyor.

ÇOCUK HAVUZUNA HAPİSLER

Bu belgesel başta Japonya olmak üzere tüm dünyada gürültü koparırken geçen şubat ayında Alanya’da bir havuzda dört yunusun peş peşe ölmesi HAYTAP’ı harekete geçirdi. HAYTAP Gönüllüsü Öykü Yağcı, yunusların ölüm nedenini araştırdıklarını kendilerine havuz yönetimi tarafından “Havuzun çevresindeki zakkum yaprakları nedeniyle öldü” yanıtının verildiğini söylüyor. Fethiye Hisarönü’nde açılan ve Yağcı’nın tabiriyle çocuk havuzu büyüklüğünde olan havuza iki yunusun konulması ise bardağı taşıran son damla oldu. HAYTAP İstanbul Temsilcisi ve dalgıç Ege Sakin, geçen hafta Antalya Gazipaşa’da evlenen Özlem ve Barcın Akkoca çiftinin düğününde “Madem düğüne katılan herkes dalgıç. O zaman düğün sonrası dalış yapalım ve bu dalışı tutsak yunuslara ithaf edelim” önerisi getirdi. Bu gelişmeyi internet sitelerinde duyurunca ise büyük bir eyleme dönüştü.

Stresten ülser oluyorlar

TÜRKİYE’DE bir televizon kanalında gösterilen The Cove-Koy belgeselinde Flipper dizisinde yunusları eğiten Ric O’Barry, okyanusların sevimli canlıları hakkında şu bilgileri veriyor:

• Yunusun yüzündeki gülümseme, doğadaki en yanıltıcı algıdır. Bu onların fizyolojik özelliği.

• Yunuslar, günde 60 km yüzer, beslenir ve sosyalleşirler. Onları havuzlara kapattığınızda bu özgürlüklerini ellerinden alırsınız.

• Yunuslar, stres altıında ülser olur. Yunus gösteri merkezlerinde onlara ülser ilacı veriliyor.

• Yunuslar bilinçli nefes alıp verir, eğer hayat onlar için dayanılmaz bir hale gelmişse nefes almayı bırakıyor.

• Bir yunusun fiyatı 150 bin dolar. Karayipler’de yunus satan kişiler yılda 2-3 milyon dolar kazanıyor. Yunusun ölüsü ise 600 dolar.

• Japonya Taiji’de yunusların göç yollarına tuzak kurup onları tutsak ediyorlar. Bazılarını gösteri merkezlerine, bazılarını ise kesip balık eti adı altında satıyorlar.

• Japonya’da halk balık eti diye yunus eti yediğinin farkında değil. Ayrıca yapılan araştırmalara göre yunus eti yüksek oranda cıva içeriyor.

Bizim için balayıydı!

Geçen pazar düzenlenen “Özgür Yunuslar, Özgür Dalgıçlar” eylemi sualtı hekimi Özlem ile dalgıç Barcın Akkoca çiftinin düğününde başladı. Akkoca çifti arkadaşları Ege Sakin’in önerisiyle balayına gitmek yerine yunuslar için daldıklarını belirterek “Bizim için unutulmazdı” diyor.

Türkiye’de 13 havuz faaliyette

ÖYKÜ Yağcı, Türkiye’de 13 yunus havuzu olduğunu belirterek “Bunlardan bazıları yalnızca gösteri, bazılara da yalnızca yunus terapisi adı altında faaliyet gösteriyor. Ancak Türkiye’nin de imza attığı Bern Sözleşmesi (Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi) yunus avını, ticaretini ve alıkoyulmasını yasaklıyor. Sokakta tefler eşliğinde göbek atan, ayakları ateşle kavrulmuş bir ayı ne kadar abesle iştigalse, danslar ve şovlar eşliğinde havalarda zıplayan yunuslar, foklar ve balinalar da o kadar yapay. Lütfen yunus gösteri merkezlerine kimse gitmesin” diyor.

İnci Döndaş

0 yorum: