Ads 468x60px

Blog Listem

3 Şub 2009

Biçimlendirmek Değil Bilinçlendirmek

Kurallar ve kurallar....
Yaşamın düzenlenmesi akması için kurallar vardır. Tarih boyunca ya antik yunanda olduğu gibi demokrasi gibi kavramlar çıktı, bazı yerel bölgelerde töre denilen insanların yazısız kuralları, bazen de Tevrat, İncil ve Kuran'ı Kerim kutsal kitaplarla belirlenen kurallar oldu hep. Günümüzde ise her yerde her yönden hem maddi hem manevi kurallar mevcut. Ama bilinen şu gerçektir ki kurallar olmadan yaşamın sürmesi mümkün değildir.
Her şeyin kuralı vardır. Hatta bilim adamlarına göre evren kaos durumdan yana, düzensizlikten yana bunu entropinin artması ilişkili bir sürü açıklama var, ancak gelişen bilim ile şu da gözlemlenmiştir ki düzensizliğin (kaos) bile kendisine ait düzeni var. Demek oluyor ki kuralsız yaşam mümkün değil. Bu kuralların hepsi ise sabit değil esnek, belli sınırlar çercevesinde gerçekleşen kurallardır. Bu aynen her gün her sabah yumurta yemek gerekli olmadığı gibi, bazı sabahlar başka kahvaltılıklarda kullanılabilir ama kural şu olur ki her sabah kahvaltı yapılmalıdır.
Günümüzdeki olması gereken ve ancak yaşanabitilmesi mümkün olan kurallar, muassır medeniyetler için akla yatkın, mantığa yatkın, insanları ırk, dil, din ayırtetmeksizin uygulanan kurallardır. Bu kuralların uygulanabilmesi için demokratik ortam şarttır. Peki demokrasi nedir? Karşı çıktığın ve sevilmeyen fikirlere saygı duyulmasına denir demokrasi. Düşünce, din ve vicdan özgürlüğü olmalıdır. Katı, askeri laik sistemin yerine demokratik laik sağlanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kesin değiştirilemez anayasa maddeleri dışında herşey hukuki bir işlem ile düzeltilmelidir. İnsan haklarına, demokrasiye önem veren anayasa maddeleri sağlanmalıdır. Bunun için gerçek anlamda hukuk devletin kurulması şarttır. İnsanların akla yatkın, mantığa yatkın kuralları uyabilmesi için insanların eğitim görmesi, kendilerinin geliştirilmesi, bilinçlendirilmesi şarttır. Muassır medeniyetler dinden korkmayan, maneviyat yönünü kaybetmeyen, hümanizme önem veren ama bilimden akılcılıktan zerre kadar uzaklaşmayan insanlara ihtiyaç vardır.
Bunun için peki neler yapılabilir? Din tercihi daha özgür bırakılabilir? Nüfus cüzdanındaki din hanesi kaldırılabilir ya da 18 yaş şartı aranarak sonradan konulabilir? Zorunlu din dersleri kaldırabilir ama bir yandan ailelerin çocukların dini eğitimi sağlayabilmesi için yaz okulu tadında kuranı kerim kursların sayısı ve kapsamı arttırılabilir. Gerçek anlamda din ve vicdan özgürlüğü sağlamak için Alevi gibi farklı dinlere imkanlar sunulabilir, cem evlerin yapılmasına izin verilir, cami içinde ibadet yapmasına zorlanmamalıdır. Laikliğin bir ayağı olan din ve vicdan özgürlüğünün yanı sıra devletin din işlerinden ayrılması için diyanet bakanlığı Ders kitapları gözden geçirilebilir, bilime etiğe aykırı hatalar düzeltilebilir. İnsanların meslek ve hobi sahip olması için kültürel ve beceri yönleri geliştiren ücretsiz kurslar sağlabilir, yapılmakta olanların sayısı ve kapsamı arttıralabilir. Kültürel etkileşimler daha aktif olabilir, interaktif müzelerle öncelikle çocukların olmakla birlikte bilimi bilgiyi seyrederek değilde uygulayarak, katılarak öğrenmesi sağlanabilir. Gene muassır medeniyetler için temiz çevreye, enerji tasarrufuna, trafik düzenine, toplu taşıma araçlarına, bisiklete ve bir çok şeye özendirelebilir, teşvik edilebilir.
Bunun için sadece kuralların olması, sadece yaptırımların olması anlamsızdır. Bu sadece insanları biçimlendirmek olur, asıl önemli olan insanları biliinçlendirmektir.
Biçimlendirmek değil bilinçlendirmek daha değerlidir.

0 yorum: